Bir Başkadır ‘Katarsis’
Katarsis, yunanca ‘arınma, temizlenme’ anlamına gelmektedir. Antik Yunan’da ruhun kötülüklerden arındırılması olarak kabul edilmiş ve bir tür olarak ‘ruh dönüşümü’ olarak da varsayılmıştır.
Psikanaliz de ise kişinin geçmişte yaşadığı Travmatik olayları, bilinç dışına itilmiş duyguların yükünü uygun bir boşaltım yoluyla ortaya çıkarması ile birlikte, kişinin rahatlaması ve içinde bulunduğu nevrotik durumdan kurtulmasıdır.
Katarsis düş kırıklıklarını, ruh ve fiziksel sağlığımızı etkileyen olumsuz duyguları ve yaşam döngümüzü engelleyen çatışmaları bertaraf etmek amacıyla kullanılan terapötik bir araçtır.
Yakın zamanda çıkan ‘Bir Başkadır’ adlı dizide Psikiyatrist Peri’nin yaşadığı katarsisten bahsetmek istiyorum. Yeni hastası olan Meryem ona tedaviye geldiğinde, Meryem başörtülü, Meryem’e karşı öfke ve huzursuzluk hisseder. Aslında bu sadece Meryem’e karşı değil gördüğü, tanıdığı bütün başörtülü kadınlara karşı böyle hissetmektedir.
Meryem ile ilk seansından sonra kendi seansına gider ve Meryem ile seanstaki hislerini şu şekilde ile yansıtmaktadır. Etik kurallara uymadığının farkında, ayrımcılık ve ötekileştirme yaptığının da farkındadır. Bu konu hakkında kendini yetersiz görür ve kendini suçlar. ‘Bu düşünceler’ olarak nitelendirdiği düşüncelerini açmak istemekte ama açamamaktadır.
Psikiyatristinin bu konu ile ilgili sorularına farklı cevaplar ile cevap verir ve sürekli kendi konuşmak istemekte, farklı konular anlatmaya başlamaktadır. Bu sorunun ona huzursuzluk verdiğinin farkına vardığında ise seansı bitirmek istemektedir. İçinde bir huzursuzluk hisseden Peri, Meryem ile seanslarını sonlandırmayı düşünmekte ancak bunu bir türlü yapamamaktadır. Aslında Peri’nin içten içe bu durumun üstüne gitmek istediğini düşündüm izlerken.
Peri’nin başörtülü kadınlara karşı bu tutumunun ailesinden kaynaklı olduğunu anlıyoruz. Peri’nin ailesi ekonomik düzeyi yüksek, batılı olarak nitelendirebileceğimiz bir yapıya sahip diyebiliriz. Peri’nin ailesi Türkiye’nin sosyo-kültürel yapısının çeşitliliğinin farkında olacak kadar eğitimli bir aile ancak diğer sınıflara karşı hoşgörüsüz ve maalesef anlayışsız. Peri’nin şu cümlesinden de anlayabiliyoruz; ‘Annem başörtülü birini gördüğü zaman öcü görmüş gibi oluyordu’. Ailesinin bu tutumları karşısında oldukça etkilenmiş ve bu duygularını bastırmış Peri. Zaman içerisinde bu duygular ortaya çıksa da bu duygularını susturmuş.
Birkaç seans sonrasında, seans dışında farkında olmadan Meryem’e Hazal diye seslendi. İlk önce bir afalladı ama ardından kendini topladı. Meryem ile ayrıldıktan sonra Hazal’ın kim olduğunu, neden bir anda ağzından Hazal isminin çıktığına anlam veremeyerek psikiyatrisi ile seansta iken ağladı. Aslında tam o anda bir katarsis (boşalım) yaşıyordu. Daha önce itiraf edemediği bastırılmış duygularını şu şekilde anlattı; ‘Artık çok yoruldum, bıktım yalnız olmaktan, bir şeylerin taklidini yapmaktan, bacak kadar kızın karşısında ezilip büzülmekten, çıkıverdi ağzımdan. Nerden çıktı bilmiyorum.’ Diyerek şaşkınlık içinde ağlarken ve şu sözü ile aslında katarsis durumunu çok net bir şekilde anlatıyordu ‘Bir şeyler itiyor beni. Biri sanki yumruğunu dayamış suratıma, yumruğu ile itiyor beni’ diyerek bastırılmış duygularını ortaya çıkardı.
Hazal aslında eskiden evlerinde temizliğe gelen başörtülü bir kadındı. Peri’nin Meryem’e karşı davranışı tutumu, hissettikleri, ‘bu düşünceler’ olarak nitelendirdiği düşünceleri aslında hepsi Hazal’a karşı olan hisleri ve bastırılmış duygularıydı. Bu duygular elbette bir gün ortaya çıkacaktı. Peri bu katarsisten sonra kendini daha iyi ve huzurlu hissettiğini izlerken gözlemledim. Buda katarsisin iyileştirici yönüne örnektir.
Farklı hayatların perspektifinden olayların yansıması, izleyenlere empati kurabilmesini kolaylaştırıyordu. Belki de birkaçımız fark etmeden katarsisi bile yaşamış olabiliriz.
Örneğin; İki kardeşin hayata bakış açılarının çok farklı olması ve birbirlerini anlamak için bir çaba göstermemeleri, sürekli birbirlerini suçlamaları maalesef ki empati kuramamaları ilişkilerini çıkmaza sürüklemiştir.
Peri ve Hazal’ın birbirlerinin hayatlarına önyargılı bir şekilde bakmıştır ve birbirleri ile ilgili belli başlı normlar kurmuşlardı kafalarında. Ötekileştirme ve önyargıyı da bu ikili ilişkide görmekteyiz.
Yüzleşmeyi ise Ruhiye’nin geçmişte yaşadığı travmatik olayda karşımıza çıkmakta. Ruhiye ancak kendisi ve geçmişi ile yüzleştikten sonra kendine gelebilmiştir. Sorunlarından kaçarak değil.
İlişkiler arası empati kuramama, ötekileştirme, önyargılar, yüzleşme bu dizide çok net bir şekilde izleyiciye geçtiğini düşünmekteyim. Tüm bu duygu ve durumlar katarsisi anlatırken bu diziyi seçmemde etkili oldu.
Sosyal hizmet yaklaşımlarında kullanılan tedavi sürecinde araç görevi gören Psikodrama da, katarsis yöntemine sıkça başvurulur. Örneğin tedavi sürecinde olan madde bağımlısı kişinin kullanımının aktif olduğu dönemlerde, kişinin yaşadığı ve çevresine yaşattıkları olay ve durumların canlandırılması ile geçmişiyle ilişkiler kuran danışman, kendisiyle de yüzleşme fırsatı bulur ve içinde bulunduğu durumunun farkına vararak tedavi süreci için önemli bir adım atmıştır. Danışman canlandırılan drama da kendi hayatına ilişkin ayrıntılar bulmakta ve bir katarsis(arınma) yaşamaktadır. (Vuçinas)
Kişi sadece kendisi ile yüzleşme fırsatı bulmakla da kalmayabilir. Aile bireyleri ile de bu canlandırma yolu ile yüzleşebilir. Belki annesin ona karşı bir tutumuna karşı empati yaparak, belki de kardeşinin anlam veremediği bir davranışı ile yüzleşebilir. Bu yüzleşmeler, bireyin empati kurmasını kolaylaştıracak bir etmendir. Kendisini ve ailesini daha iyi anlayarak tedavi süreci olumlu sonuçlanacaktır.
Grup çalışmalarında uygulanan tedavi yöntemlerinde katarsisi uygulamak mümkündür. Grup üyelerinden biri, bir başka grup üyesi ile katarsis yaşayabilir. Kendi yaşadığı bir olayı, karşısındaki anlatırken kendini onun yerine koyabilir ve belki de o durum içinde hissetmediği duyguları o an hissedebilir. Ya da kendisini anlatan kişinin annesinin yerine, babasının yerine de koyarak da empati yapabilir. Bu bireyden bireye değişir.
Bu örneklerden anlaşılacağı üzere katarsisin temeli empati ve yüzleşmedir. Bu iki bileşen bir araya geldiğinde katarsis(arınma) yaşanır. Katarsis etkili bir tedavi yöntemidir. Danışan katarsisten sonra bilinçli bir farkındalık yaşar. Bu bilinçli farkındalık tedavi için atılan önemli bir adımdır.
Sosyal hizmet müdahalelerinde danışanın ihtiyacına göre bir yöntem belirlenir. Bazı danışana katarsis yöntemi olumlu etki etmeyebilir aksine olumsuzda etkileyebilir.
Katarsisin yıpratıcı sürecini de göz ardı etmemeliyiz. Danışanın yüksek yararını göz önünde bulundurarak, Katarsis sürecini ele alacak uzmanın bu alanda yetkinlik sahibi olması çok önemlidir. Katarsis meyve bıçağı gibidir; yanlış kişilerin elinde bir tehdit oluşturabilir.
Katarsis yönteminin sosyal hizmet müdahale yöntemlerinde daha sık ve bilinçli bir şekilde uygulanması bu alan için önemli olduğunu düşünüyorum.
Kaynak: http://sosyalhizmetuzmanlari.com/makale/oku/266/bir-baskadir-katarsis