“SOSYAL HİZMET MESLEĞİ “Toplumsal Rolleri ve Yeterlilikleri”
Değerli Sosyal Hizmeti ve çocukları dert edinen dostlar..
Bilindiği gibi kaynağını vergiden sağlayan kamusal hizmetler arasında “ Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı” önemli bir uygulayıcı bakanlıktır. 2023 yılında sadece 100 milyar Türk Lirası sosyal yardım olmak üzere bir şekilde güçsüz ve savunmasız bırakılmış çocukların,kadınların korunması amacıyla Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü gibi çeşitli birimlerce uygulamaları belirlemektedir.Sosyal hizmetlere yönelik üstlenilen bu görevlerde yer alanlar dahil “ sosyal hizmetler”in ne olup ,olmadıkları anlamak ise öncelikli anayasal görevlerdendir.
6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş Pazarcık ve Ekinözü merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki yıkıcı deprem sonucu en az 20 bin 662 bina yıkıldı ve -resmi açıklamaya göre- şimdiye kadar 50 bin kişi hayatını kaybettiği de bilinmektedir. Yakın tarihimizin en büyük felaketlerinden birisidir. Dayanışma ruhu ile acıları paylaşmakta toplumsal bir görevi öne çıkarmıştır. Kamusal açıdan ise deprem sonrası bir toplumun ayakta kalması için sosyal hizmetler ve sosyal koruma daha da önemlidir. Çocuklar bu süreçte daha da güçsüz ve savunmasız kalmasına neden olup kamusal açıdan korunulması,esirgenmesi ise daha da önemlidir.Örneğin bu yıkım sonucu ailesini kaybeden çocuklar dahil “refakatı olmayan çocuklar” gibi bir sorunda yoğun bir şekilde ele alınmıştır.
Anası ve babasını kaybetmiş olan çocuklar dahil ocağı sönen ailelerin yanında olunması kurumların ne kadar önemli olduğunu da ayrıca hatırlamıştır. Depremin değil asıl buna nedenleri sorgulanırken “liyakat”,”liyakat”,”liyakat” çığlıkara da neden olmuştur.Sosyal hizmetler dahil kurumlar ise çığlık atanlarnlarının yanında olmasını beklemektedir.Bu nedenden dolayı sosyal hizmetler özellikle sosyal koruma boyutunu anlamasını da gerektirirken bu yönde bir mesleğin önemi hatırlamayıda gerekmektedir. Sadece çadır vermek veya yemek dağıtmaktan öte bir ay sonra,altı ay sonra sosyal alanda yaşanılanları öngörecek risk yönetimi de içeren bir bakışa sahip olunduğu takdirde yaraların sarılmasına da yardımcı olması için bu bakanlık daha da önemlidir.
Sosyal koruma açısından bu konuda ihtiyaç duyulan araçlar ve yöntemler için bilimsel ve insan haklarına odaklanmış bir sosyal hizmetler eğitimi ve bu yönde bir profesyonelleşme, insanlık öyküsünün de temel bir parçasıdır.İnsanlık öyküsünde “hayırseverlikten” ,sosyal hizmete dönüşürken aid olunan topluluğa ve öğretiye dayalı kimlik yerine özgür ve eşit yurttaşa yönelik hukuksal dönüşüm ve yapılar da bu sürecin parçasıdır. Türkiye de ise 1957 den başlayan bu öyküde “sosyal hizmet mütehassısı” gibi bir meslek ile toplumsal bir görevde üstlenilmiştir.Günümüzde ise genelde alışılmış olduğu gibi sosyal hizmetlerin ve mesleksel boyutun da iki binli yıllarda başlandığı zan edilmektir. Fakat sosyal hizmetlerin bir geçmişi vardır ve bu yüzden sokakta da bulunmamıştır.
Evrensel açıdan gelinen noktada başta sosyal inceleme raporu gibi temel bir aracın herkesin yapmaya cüret edemeyeceği bir meslekten bahsedilirken özellikle 2005 yılında çocuk koruma adına “sosyal çalışma görevlisi” şeklindeki absürd ve garabet tanım ile hem sosyal hizmetler hem adalet bilindiği gibi kurumsal olarak yozlaşması sağlanmıştır.Buna mesleksel bir yozlaşmada söz konusu olup sosyal hizmetlerin zan edildiği bir durum ile bir toplumun geleceğini de etkileyebilmektedir.Kendi meslekleri dışında sosyal hizmet konusunda eğitim almış sosyal çalışmacıların benzer yetkiye sahip olmasının sağlanması sonucu aynı zamanda çocukların gelecekleri de çalınabilmiştir.Yönetimsel açıdanda yoğun bir keyfiliğe içtahlı bir şekilde ortak olurken bu durumun genelde seyredildiği de görülmektedir .Kamusal açıdan verilen hizmet için ancak beceri ve yetkinliğe sahip mesleksel boyut ele alınmadığı takdirde yaşanılan deprem sonrası asıl ikinci bir toplumsal depreme hazır olmamızda gerekmektedir.
Yaşadığımız güncel durumlar ele alınırken bilindiği gibi Avrupa Konseyinin sosyal haklar ile ilgili olarak aranılan kararlar arasında 1991 yılında sosyal hizmet uzmanları/sosyal çalışmacılar için insan hakları ile ilgili bir görevi de öne çıkarmıştır.Başka hiçbir mesleğe yönelik böyle bir karara rast gelinmemektedir. Özellikle de sosyal hizmetlerden yararlanma hakkı bağlamında Avrupa Sosyal Şartında yer alan ilkelere yönelik sosyal alanlarda yaşanan sorunlara yönelik önce bir endişeye sahip olunması için bir yetenek aranırken ve bu yönde sosyal politika geliştirilmesi için bir yetkinliğin aranılmasını da vurgulanmaktadır.Bu aranılan yetkinlik ve yetenek ise beceriyi ve de sorumluluğuda öne çıkarmakta olup sosyal çalışmacılarının veya sosyal hizmet uzmanlarının “zekat memurluğu” gibi bir görevden de ayrışmaktadır.
Günümüzde yaşanılan sosyal alanlara yönelik sosyal hizmet açıdan endişeye sahip olan ve dert edinen değerli meslektaşlarımızdan Sosyal Hizmet Uzmanı S.Sedat Türkeri tarafından “SOSYAL HİZMET MESLEĞİ “Toplumsal Rolleri ve Yeterlilikleri” başlıklı çalışma (NİKA Yayınevi, Ocak, 2023) yayımlanmıştır.
Uzun bir mesleksel deneyimlerini paylaşması ile sosyal hizmetin anlaması ve normalleşmesine yardımcı olan bu çalışma, gerçeğin peşine düşülmesine de yardımcı olacaktır. Önsözü ile başlayanlar bilgiler arasında
“Bu çalışma, insanın içinde bulunduğu psikososyal ve ekonomik zorluklara karşı direnebilmesi, sürdürülebilir “iyilik halinin” sağlanabilmesinde önemli rolleri yerine getiren evrensel bir meslek olarak “sosyal hizmet mesleğinin” ulusal düzeyde sosyal hizmet eğitimi ve uygulamalarına dayalı yeterliliklerine yönelik bir taslak çerçeve oluşturma çalışmasıdır.
Bu çalışmanın sosyal hizmet uzmanı mesleki yeterliliklerinin nicel ve nitel olarak tartışılması, rol ve statülerinin netleştirilmesi, meslekleşme sürecinin yeniden değerlendirilmesi, sosyal hizmet eğitim ve uygulamalarına yönelik yeni yaklaşımların tartışılmasına yol açabileceği öngörülmektedir.
Bir başka ifadeyle “sosyal hizmet” modeli ile onun uygulayıcısı durumundaki “sosyal hizmet uzmanlarının” asgari düzeydeki “bilgi, beceri ve yetkinliklerinin” toplumdaki varlık nedenleri ile toplumsal işlevlerinin daha net anlaşılmasına katkı sunacağı düşünülmektedir.
Bu çalışmanın sosyal hizmet uzmanlarının başlangıç ve ileri düzeydeki mesleki uygulamalarında, sahip olduğu varsayılan “bilgi, beceri ve yetkinliklerinin” ulusal ve evrensel referans belgeleri ile ülkemizde 1961’den bu yana uygulanan sosyal hizmet eğitim ve uygulama politikaları çerçevesinde değerlendirilmesinde yarar görülmektedir. “
Belli bir emeğin sonucu bu bilgilerin tarihe ayrıca not düşülmesi nedeniyle bu çalışmaya teşekkür ederim.Sosyal hizmeti ve insanlığı dert edinmesi ile ortaya çıkan bu çalışmanın kıymetinin bilinmesi ve devamı dileğiyle iyi okumalar.İyi çalışmalar.
Sağlıklar ve esenlikler .. 13.3.2023
SHU Nihat Tarımeri